
25 haziran sabahı uyandığımızda seçimi kim kazanırsa kazansın ,Türkiye yeni hükümet modeli ile güne merhaba diyecek. Osmanlı devletinin son iki asırı ve genç Türkiye Cumhuriyetinin bir asırlık demokrasi ve hükümet modeli arayışlarını düşünürsek eğer üç asırlık arayış bitmiş olacak. Öncelikle ülkemiz, milletimiz ve gönül coğrafyamızda yaşayan insanlarımız için hayırlı olsun.
İlk Devlet Başkanımızı seçeceğimiz tarihi bir seçim olacak..
Seçim yarışında liderler ve partilerinin performansı beni hüsrana uğrattı. Daha coşkulu ve projelerin yarıştığı bir kampanya olacak diye düşünmüştüm. Hüsrana uğradım. Kindarlık ve ötekileştirmeye hizmet edercesine yürütülen , sözüm ona demokrasi yarışına şahitlik ettik.
Sözün kısası KAZANSAKDA KAYBETTİK çünkü kamplaştık. Bunun Tek suçlusu da liderler ve siyasi partilerin kullandıkları dilin sertliğidir.
Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde siyasilerin bu sorumsuz ve milli şuurdan uzak, “ koltuk sevdası “ uğruna milletimiz arasında uçurumlar yaratacak söylemlerini bir vatansever olarak asla affetmeyeceğim. Bu konuda partilerimize ve adaylarımıza hakkımı helal etmiyorum. Söylemleri ile milleti şaşkına çevirmeyi başardılar…
Bu gerginliğe toplum daha fazla dayanamaz. Bir yerden patlar. Ayrıca provoke edilmeye çok hazır hale geldiğimizi de unutmamak lazım. Ülkemizde bir sürü ajanın cirit attığını da düşürsek eğer sonuçları korkunç olabilir. Canı yanan bizim insanımız, ağlayan bizim analarımız olacaktır. Acilen siyasilerimizin bu fotoğrafı görmeleri ve tedbir almaları lazım. Seçim ile iş bitmeyecek. Seçimi kim kazanırsa kazansın,karşı taraf bu galibiyeti hazmedemeyecek. Seçim sonu oluşacak gerginliğe ve toplumsal çatışmaya dikkat çekmek adına, bunu da ifade etmiş olalım. Biz milletçe Demokrasi adına çok bedeller ödedik. Darbeler ve idam sehpaları, hapislerde kaybolan hayatlar, işkenceler,sürgünler, faali meçhul cinayetler ve suikastleri gördük ve acılarını yüreğimize kazıdık. Artık hala acılar çekmeyelim…
Siyasi partiler geleneksel çizgilerinden o kadar çok saptılar ki doğru-yanlış karıştı. Dün düşman ilan ettikleri ile bu gün dost oldular. KOLTUK UĞRUNA ÇOK TAVİZ VERİLDİ. Yan yana gelmez denilen her siyasi oluşum maşallah “ kanka “ oldular ve ittifaklar kurdular. Parti teşkilatları bu durumu ,halka anlatamaz duruma geldi. Dikkat edin sahada parti teşkilatlarının ciddi çalışmasını göremezsiniz. Halkın tepkisi, eleştirisi yerel teşkilatları bunaltmış vaziyette. Ellerinden gelse hiç sokağa çıkmazlar. Kampanyalarını liderlerin ve adayların mitingleri ile yürütüldüğünü görüldü. Teşkilatlar ortada yok..
SİYASİLERE son sözüm ; gayeniz KOLTUK SEVDASI değilse kardeşlik dilini kullanın ve kaybeden kazanan adayı düşman ilan etmesin. Bu gergin ve riskli süreci tehlikesizce atlatalım.
MİLLETİME tavsiyem ise farklı partilerde demokrasi yarışında sadece rakibiz. Düşman değiliz. Kamplaşmaya ve ötekileşme ateşine odun taşımayalım. Vebali büyüktür. Altında kalırız…
Şimdiden seçimi kazanacak olan adaya başarılar diliyorum. Sandıktan hangi aday çıkarsa çıksın Devlet Başkanımız olarak baş tacımızdır. Lakin gönlümden geçen ise sandıktan milletim adına Birliğin ve Dirliğin çıkmasıdır. Hepimize hayırlı olsun…